Aynı vakitte Uludağ İhracatçı Birlikleri (UİB) Lideri olan Çelik, AA muhabirine, 2022’yi 30 milyar 995 milyon 808 bin dolar dış satımla tamamlayan otomotiv sanayisinin, geçen sene yüzde 13 artışla 35 milyar 4 milyon 230 bin dolarlık ihracatla tüm vakitlerin rekorunu kırdığını söyledi.
Çelik, “2018 yılında yaklaşık 32 milyar dolarlık en yüksek ihracat sayısına ulaşmıştık. Pandemiyle bir arada maalesef bu sayısı bir türlü geçemiyorduk. 2022’de 31 milyar dolarlık bir düzeye ulaşmıştık. 2023 yılı ise rekoru tekrardan kırdığımız ve 35 milyar dolarlık kıymetli bir kıymete ulaştığımız bir yıl oldu ve Türkiye’de en çok ihracat yapan bölüm olduk.” dedi.
Otomotiv kesiminin 2022 hariç son 18 yılda 17 yıl ihracat önderi olduğunu hatırlatan Çelik, 2023’te tekrardan ihracatta liderlik koltuğuna oturduklarını aktardı.
“Avrupa bölgesi, en büyük pazarımız olarak devam ediyor”
Çelik, otomotiv sanayisinin klâsik pazarının Avrupa Birliği pazarı olduğunu hatırlatarak, şöyle devam etti:
“Avrupa Birliği pazarının, İngiltere’yi dışında tuttuğumuzda yüzde 67-68 bandında bir hissesi var. Avrupa Birliği’nde olmayan ülkeleri de coğrafik olarak pazarın içine koyduğunuzda yüzde 80’leri bulan bir pazar büyüklüğüne ulaşıyor. Doğal bunların içinde en büyük pazar Almanya. Devamında Avrupa’nın öteki büyük ülkeleri giriyor. İhracat yaptığımız birinci 10 pazara bakarsak bunun 8’i Avrupa bölgesi. Hatta Rusya’yı da Avrupa bölgesine katarsanız 9’u Avrupa bölgesi ülkesi. Bunların dışında ayrışan bir tek Amerika Birleşik Devletleri var. O açıdan Avrupa bölgesi, coğrafik yakınlığımızın da verdiği güçle ihracatta her vakit en öncelikli ve en büyük pazarımız olarak devam ediyor.”
“Bu yılın ihracat gayesini 39 milyar dolar olarak koyduk”
Çelik, bölümün bu yıl ihracata süratli bir başlangıç yaptığını ve ocak ayında, geçen yılın tıpkı ayına nazaran yüzde 3’lük artışla 2,8 milyar dolarlık dış satıma imza attığını belirtti.
2024 yılı için bir projeksiyon hazırladıklarına değinen Çelik, kelamlarını şöyle sürdürdü:
“OİB idare şurası olarak bu yılın ihracat amacını 39 milyar dolar olarak koyduk. Bu yalnızca tek başına bir amaç değil. Gerisinde dataları olan bir sayı olarak karşımıza çıktı. Çok yüksek bir sapma, değerli bir savaş, Allah korusun pandemi, afet vesaire üzere değerli bir sorun olmazsa bu yılı da Türkiye’de otomotiv sanayisi olarak ihracatın başkanı ve 39 milyar dolar civarında bir ihracatla kapatacağımızı öngörüyoruz. Ocak ayında açıklanan 2,8 milyar dolar ihracat sayısı da ihracat maksadının ulaşılabilirliğini pekiştiriyor.”
“Kuzey Afrika bölgesinde değerli ihracat talepleri var”
Avrupa Birliği’nin dal için en kıymetli ve ana pazar olduğunu aktaran Çelik, “Otomotiv sanayisi için ek pazarlarda, Avrupa’nın ihracat hacmine dayanak olacak yeni pazarlarda büyüme maksadımızı her vakit yüksek motivasyonla koruyoruz. Bilhassa Körfez ülkeleri ve Kuzey Afrika bölgesinde değerli ihracat talepleri var ve oralara yönelik özel çalışmalar yapıyoruz.” dedi.
Çelik, 5-9 Şubat’ta 23 firmanın iştirakiyle Fas’a ticaret heyeti tertibinin gerçekleştirildiğini lisana getirerek, şöyle konuştu:
“Kuzey Afrika bölgesi ve Körfez bölgesi, Rusya ve Amerika. Amerika iki bölgeden oluşmakta. Kuzey Amerika da kıymetli bir pazarımız, birinci 10’da ihracat olarak baktığımızda fakat Güney Amerika’da istediğimiz datalara tam olarak ulaşamıyoruz. Ticaret Bakanlığımızla uzak coğrafyalara geçtiğimiz yıllarda çeşitli stratejiler belirledik ve bunun paralelinde yaklaşık 10’dan fazla etkinliğimizi uzak coğrafyaları kapsayacak biçimde yapıyoruz. Ulusal iştirak fuarları, ticaret heyetleri, satın alma heyetleri düzenliyoruz. Eser Geliştirme (Ür-Ge) faaliyetimiz var ve içinde 18 tane firmamız var. Bu firmalarla çeşitli satın alma ve ticaret heyetleri düzenliyoruz. Uzak ülkelere yönelik faaliyetlerimiz aslında o pazarlara olan odağımızı gösteriyor.”
Kovid-19 salgını sonrası yerli üreticilerin birinci kere başka uzak bölge olan Çin’de bir fuara katıldığını hatırlatan Çelik, şunları kaydetti:
“Bundan sonra da her geçen yıl oradaki düzenlediğimiz aktifliği artırmayı hedeflemekteyiz. Çin ne kadar bize değerli bir rakip ve tehdit olsa da birçok eser kümesinde, o bölgenin büyük pazar olması münasebetiyle onu potansiyel olarak da görüyoruz. O açıdan Avrupa bölgesinin yüksek oranlı ihracatını koruyarak rakamsal bazda rastgele bir kayba uğramadan üstüne ek edeceğimiz yeni pazarlara ağır bir halde odaklıyız.”
